28 Mayıs 2009 Perşembe

TORRENT NEDİR? nasıl kullanılır

Torrent Nedir?

Torrent olarak adı geçen dosya indirme yöntemi aslında herkesin birer paylaşımcı olduğu bir yöntemdir. Direkt download yöntemlerinde dosyalar site üzerinde yer alırken, bu yöntemde dosyalar kullanıcıların bilgisayarları aracılığı ile paylaşılır. Kısaca Direkt download’ da ilk kaynak site iken, bu yöntemde ilk kaynak dosyayı paylaşıma ilk açan kişinin bilgisayarıdır. Bu sayede sitelerin üzerindeki bandwith sıkıntısı da ortadan kalkmaktadır.

Nasıl Çalışır?

A kişisi, elindeki X animesinin ilk sezonunu, torrent programıyla küçük bir “.torrent” dosyası oluşturarak internette paylaşıma açar. Bu “.torrent” dosyaları boyut olarak oldukça küçük dosyalardır. Bu dosyalar doğru dosyaların indirilmesi için gerekli bilgilerin yazdığı bir nevi kimlik bilgileridir. (CRC bilgisi, dosya isimleri vs.) Yoksa bir çok insanın yanıldığı gibi dosyaların kendileri değillerdir. B kişisi “.torrent” dosyasının bulunduğu siteden o dosyayı çektiğinde ve kendi bilgisayarındaki torrent programı aracılığı ile açtığında dosyalar A kişisinin bilgisayarından B’ ninkine gelmeye başlar. Bu durumda A upload yapan, B ise download yapandır. Aynı dosyayı C kişisi çekmeye başladığında, dosyaları hem A’ dan hem de B’ den çekmeye başlar. Bu şekilde her kişi hem upload hem de download yapmaya başlar. Bunun sebebi de şöyle anlatılabilir.

Elimizdeki X animesinin ilk sezonunun toplam boyutunun 4,5 GB olduğunu varsayalım. 175 MB’ dan 26 bölüm eder. Siz bütün dosyaları indir komutunu verdiğinizde torrent programları her bir bölümü birçok parçaya böler. (175 parça mesela) Sonra ilk olarak hangisi kolayına geldiyse indirmeye başlar. Bu dosyanın 3. parçası da olabilir, 105. parçası da olabilir. Yani 1’den başlayayım, sonra 2, sonra 3 şeklinde gitmez. Hatta 26 dosya olarak düşünürsek, 4. dosyanın 5. parçası ve 25. dosyanın 60. parçası da aynı anda inebilir. Yani önce hangi dosyanın biteceği şansa bağlıdır ve eğer ilk bölümden itibaren sırayla izleyeyim diye düşünüyorsanız ne yazık ki izlemeye başlamadan önce çoğu zaman bütün sezonun bitmesini beklemeniz gerekebilir. Bu konuyu nasıl çözeceğinize ilerde değineceğim.

Biraz da terimlere bakarsak;

1. Elinde dosyanın tamamı bulunan ve sadece upload yapan kişi “seed” dir.
2. Hala dosyayı çekmekle uğraşan kişi ise “peer” dir. Her peer indirme görevi bitip sadece paylaşım yaptığında seed olur.

Bu konu da unutulmaması gereken bir nokta şudur: Bir torrent inmeye başladığında dosyaların boyutları en son alacakları hale gelir. Yani 200MB’lık bir dosyanın daha %1’i bile inmiş olsa o dosya diskinizde 200MB olarak görünür. Yani direkt download’da olduğu gibi arta arta gitmez. Zaten mantığını düşünürseniz, ortada bir dosya kalıbı var, program bunun içini dolduruyor.
Peki Hız Ne Alemde?

Torrent aslında upload olayına bağlı olduğu için paylaşımcıların upload hızlarına bakmakta sizin download hızınız. Türkiye’de bağlantı hızlarımız diğer yerlere göre yavaş kaldığı için fazladan upload yapmak çoğu kimsenin işine gelmiyor. Bu yüzden Netlimiter tarzı programlar imdadımıza yetişiyor. Bu programlar gönderdiğimiz veri boyutunu kısıtlayarak bizim daha rahat download yapmamıza imkân veriyorlar. Eksileri yok mu? Tabiki var. Ama TR şartlarında yapılabilecek çok da şey olmadığını düşünüyorum. Eğer çok fazla kısarsanız upload değerinizi, bazı programlar download hızınızı da kısıyorlar. En iyisi yapılabilecek en makul düzeyde kısmak. Mesela 1kb/sn yerine 3-4kb/sn gibi.

İndirme hızları ile ilgili olarak kabaca şunu söyleyebiliriz:

1. Seed(%100 bitirmiş) ve / veya peer (daha bitirmemiş) çook fazlaysa upload hızları çok yüksek olmasa bile her birinin, dosyayı hızlı indirebilirsiniz. (10bağlı kullanıcı x1kb =10kb gibi)
2. Seed ve / veya peer azdır ama birilerinin upload'u yüksektir. Yine hızlı indirebilirsin. (1 seed+3 peer vardır ama seed'den sana gelen upload 10kb'dır gibi)
3. Seed / peer azdır ve hepsinin upload'u yavaştır, o zaman sürünürsün. (1 seed +3 peer'ın sadece 1 peer'ından 2kb gelmesi gibi)

Hangi Programları Kullanabilirim?

Birçok program var kullanabileceğiniz. En bilinenleri:

1. Bitcomet
2. Azureus
3. ABC
4. Bittorrent
5. Sharezea

Hepsinin iyi yanları ve kötü yanları var. Mesela Bitcomet çok hafif bir programdır, pc’nizi zorlamaz ama fazladan veri çekmek gibi bir huyu var. Fazladan 500mb çekebilir mesela. Azureus çalışmak için java gerektirir. Bitcomet gibi fazladan çekim yapmaz ama bilgisayarınızı resmen öldürür. Açıkken başka bir şey yapmanıza izin vermez. ABC oldukça hafif, kullanışlı bir programdır. Ancak çok parçalı dosyalar çektiğinizde (26 bölüm gibi) öncelik verme şansınız yoktur. O istediğini indirir. Sharezea’nın daha bir dosyaya başladığını bile görmediğim için önermiyorum. Mutlaka birçok farklı program da vardır ama onlar hakkında pek bir bilgim yok.
Peki Bir Dosya İndirmek İçin Ne Yapmalıyım?

Öncelikle beğendiğiniz bir torrent programını kuracaksınız. Eğer gün boyu bilgisayar başındaysanız Bitcomet, eğer evde açık bırakıp gidiyorsanız Azureus öneririm. Torrent dosyalarının bulunduğu sitelerde gezindikten ve istediğiniz torrentleri indirdikten sonra, programınızda açıyorsunuz. (Kaydedilecek yeri, dosyaları vs seçiyorsunuz.) Programınız öncelikle peer/seed araması yapacak ve bağlanmaya başlayacaktır. Artık tek yapmanız gereken beklemek.
Birden Fazla Dosya İçeren Bir Torrent İndirirken Dikkat Edilmesi Gereken Önemli Bir Nokta !!!

Torrent programları torrentin içeriğini bir bütün olarak görür. Yani biten bölümleri arşiv klasörüme alayım da ortalık düzenli olsun, yeni dosyalara yer açılsın diye bir mantık söz konusu değildir. Bütün dosyalar bitip de seed olayına girilmeyip programdan kaldırılmadığı sürece hiç biri yerinden oynatılmamalıdır. Sonra program “Aaa burada bir dosya vardı? Nereye gitti bu?” diye düşünmeye başlar ve başka hiçbir şey yapamaz. Kısacası hala veri alan konumundaysanız bütün dosyalar olduğu yerde kalmalı!! Kopyalayabilirsiniz sonuçta kopyalamada orijinal dosya olması gereken yerde kalır. Seed olarak devam ediyorsanız da dosyalar aynı sayıda aynı isimle kalmalıdır. Daha önce de dediğimiz gibi o minik .torrent dosyaları içerikteki dosyaların isimlerini vs içeren kimlik kartlarıdır. Kimlik bilgileriyle uyuşmayan dosyalar hata verir.
Bölümler Sırayla İnsin İstiyorum?

Öncelik verme özelliği olan programlarda (Bitcomet, Azureus gibi) inmekte olan torrent’e çift tıkladığınızda o torrentin özellikleri çıkar karşınıza. Burada hangi dosyaların inmekte olduğunu, boyutlarını, ne kadarı inmiş hepsini görebilirsiniz. Şimdilik inmesini istemediğiniz dosyaların “öncelik”(priority) ayarını “indirme” ya da bunun gibi bir seviyeye çektiğinizde o dosya inmeyecektir. 26 bölümün son 25’ine “indirme” dediğinizde sadece 1. bölüm gelecektir. Her bölüm bittiğinde bir sonrakinin önceliğini değiştirmeniz gerekir. Yani bu biraz uğraş ister.
Torrent’i Açtım Ama Hiçbir Şey İnmiyor? Tam İniyordu Durdu Kaldı? Çok Yavaş İniyor?

Bu sorularla ilgili 4 cevap bir de öneri sayabiliriz.

O torrenti o anda paylaşan hiçbir kullanıcı yoktur. Doğal olarak kimse yoksa gelen veri de yoktur. Bir süre bekleyebilirsiniz (Belki tracker’da problem vardır) veya zaten beklediyseniz ve hala hiçbir şey yoksa o zaman geçmiş olsun. Bu durum genellikle çok eski veya tutmayan dosyalarda görülür.
O torrenti paylaşan az sayıda seed çok sayıda peer vardır. Eğer 2 tane seed 100 tane peer varsa tahmin edersiniz ki gelen veri miktarı oldukça az olacaktır. Sonuçta 2 seed 10kb’den 20kb upload yapsalar bile 100 peer’a yetmeyecektir bu. O anda veri çekebilen peer’larda yeterince veri birikmesi ve paylaşılan veri miktarının artması beklenmeli bu durumda. Aslında basit bir mantıkla şunu diyebiliriz: Ortalıktaki bütün seed/peer’ların yaptıkları upload’ı topla. Peer sayısına böl. 20kb upload’ı 100’e bölünce pek bir şey kalmadığı malum. Tabi şöyle bir durumda olabilir, 10kb upload vardır, 10tane de peer vardır. O zaman herkes 1kb almalı diye düşünebiliriz ama maalesef bazıları 3kb alır bazıları 2kb, bazıları da bekler ki veri gelsin.
Ortamda seed kalmamıştır, sadece peer vardır ama onlarda da sizde eksik olan parça yoktur. Yani aslında pratikte download durmuş değildir. Program o anda elinde olmayan parçayı aramaktadır. Mesela %99,7’de kaldıysa dosyanız ve diğer peer’larda aynı durumda ise beklemekten başka şansınız yoktur. O son %0,3’lük parçaya sahip seed gelince devam edersiniz.
Bilgisayarınızda firewall kuruludur ve programın çıkışını engelliyordur. Bu durumda ayarlarla oynamanız gerekebilir.
Öneri: Eğer mesela 2 tane torrent açıksa ve toplam hızınız oldukça azsa, fazladan birkaç torrent daha eklerseniz, garanti olmamakla beraber hızınızda bir artış sağlayacaktır.

İlgili programlara ilişkin ekran görüntülerini en altta bulabilirsiniz.

EVLİLİK VE AİLE İLİŞKİLERİ




Ailelerden bağımsız olabilmek. Ben artık evlendim, benim sınırlarım var diyebilmeliyiz. Ancak bunu söylerken takındığımız üslup çok önemli. Evimizin önüne bir ağaç diktiysek, onu korumalı beslemeliyiz yoksa gelip geçenler koparır. Genelde erkekler arada kalır. Erkek o benim anamdır ne derse doğrudur, ona söylenen her söz bana söylenmiştir. Hak benim anamdır diyemeyiz dememeliyiz.

Elti, görümce, kaynana ile sorunlar olur, olabilir ama sorunlar nerde çözülür evinizde eşinizle birlikte. Düşüneceğiz bu kişi ile evlenmeden önce bir hayatı vardı. Bir sosyal çevresi akrabaları arkadaşları vardı. Buna saygı duymam gerekiyor, yok etmeye çalışmak olmaz.


Problemsiz hayat yoktur!

Tartışmaları Erteleyin

Baktınız ikinizde çok kızgınsınız, “Ben bir kahve yapayımda içelim yatmadan önce tekrar konuşuruz bu konuyu ya da yarın” diyebilmeliyiz. Aksi takdirde birbirinize sonradan pişman olacağınız kırıcı şeyler söylersiniz, saygı sevgi yıpranır yok olur

15 Mayıs 2009 Cuma

Hazinenin Borcu Ne Kadar? Limit Aşıldı mı?

Hazine devletin koyduğu borçlanma limitini ilk dört ayda yüzde 100 fazlasıyla aşmış durumda.
Ekonomist Mahfi Eğilmez Radikal gazetesindeki yazısında (14.9.2009) bu sorunun giderilmesinde kullanılabilecek üç çözüm yolunu yazdı. İşte Eğilmez’in yazısı:

2002’de çıkarılan Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun devletin borçlanma limitini sıkı kurallara bağladı. Kanunun 5. maddesine göre devletin net borçlanma yetkisi bütçenin başlangıç ödenekleri ile tahmin edilen gelirleri arasındaki farkla yani bütçe açığı ile sınırlı. Bu miktar yıl içindeki gelişmelere göre en çok yüzde 10 oranında artırılabiliyor.

2009 yılı bütçe kanununda öngörülen açık miktarı 10.4 milyar TL. Bu durumda ilke olarak Hazinenin yapabileceği borçlanma 10.4 milyar TL ile sınırlı bulunuyor. Buna toplamı yüzde 10’u bulan artırım imkânlarını da eklersek Hazine’nin borçlanma limiti 11.5 milyar TL’ye ulaşıyor. Katılım Öncesi Program (KEP) çerçevesinde hükümet, bütçe açığının 49 milyar TL olacağının beklendiğini resmi olarak açıkladı. Bu yeni resmi tahmine karşılık artan harcamaları karşılamak ve artan açığı finanse etmek üzere TBMM’den ek bütçe kanunu ile ilgili bir talepte bulunulmadı. Yeni açık tahmini 49 milyar TL’ye yükseltilmesine karşılık ek bütçe kanunu çıkarılmadığı için 10.4 milyar TL’lik ilk bütçe açığı tahminine göre yola devam ediliyor. Bu durumda hükümetin borçlanabileceği net borçlanma miktarı 11.5 milyar TL’nin üzerine çıkarılmamış bulunuyor.

Ocak-nisan dönemi Hazine nakit dengesine bakıldığında yılın ilk dört ayında Hazine’nin net borçlanmasının 20.6 milyar TL’nin üstüne çıkmış olduğu ortaya çıkıyor. Buna göre Hazine, bütçe kanununda öngörülen ve yasal olarak değiştirilmemiş bulunan bütçe açığının iki katı tutarında bir net borçlanmayı gerçekleştirmiş bulunuyor.



Buraya kadar anlattıklarımızı özetleyelim: Ortada devletin net borçlanması için konulmuş bir limit, yani bir mali kural var. Bu kural ve onun getirdiği limit değiştirilmemiş bulunuyor. Buna karşılık Hazine bu limiti ilk dört ayda yüzde 100 fazlasıyla aşmış durumda.

Bu sorun nasıl çözümlenecek? Üç seçenek söz konusu olabilir. (1) Anılan kanunda sözü edilen limitler yılsonu için geçerli olduğuna göre ek bütçe yasasını yılsonundan hemen önce çıkarmak ve uygulamayı yasal hale getirmek bir çözüm olabilir mi? İlk dört ayın nakit dengesi tablosundaki rakamlar bu limitin yılsonunda 10.4 milyar TL’de tutulmasının mümkün olmadığını gösteriyor. Kaldı ki hükümetin KEP ile açıkladığı resmi tahmini yılsonunda bütçe açığının 49 milyar TL olacağını öngörüyorsa borçlanmanın da en az bu miktar kadar olması kaçınılmaz bir şey. Bu durumda sorunu yılsonuna kadar ertelemek ‘bütçe hakkı’ ile çelişir. (2) Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik yaparak borçlanma limitini artırmak bir çözüm olabilir mi? Böyle her olayda yasa değişikliğine gidilirse bugüne kadar mali disiplin adı altındaki bütün kazanımlar yok olup gider. Bana sorarsanız IMF ile sıkıntıların bir nedeni de budur. Bir yandan ‘mali kural’ getirilmesini talep eden IMF’nin bir yandan da mevcut tek mali kuralın değişmesini kabul etmesi pek mantıklı görünmüyor. (3) Hemen ek bütçe hazırlayıp tasarıyı TBMM’ne sunarak bütçeyi gerçeğe uygun hale getirip borçlanma miktarını artırmak çözüm olabilir mi? Kesinlikle doğru tek çözüm budur.

Ne var ki bu durumda bütçe açığının 49 milyar TL olduğu ve krizin teğet geçmediği tescillenmiş olur.

İlk iki seçenek doğru çözümler gibi görünmüyor. Bunlardan birisi seçilirse içeride ve dışarıda çok eleştiri çekecek. Üçüncü ve gerçekçi seçenek ise TBMM’de yepyeni tartışmaları gündeme getireceği için hükümeti sıkıntıya sokacak gibi görünüyor. Öyle olunca da çözüm için atılacak adımlar gecikiyor ve hükümet sıkıntıya düşüyor.

Hazinenin yasanın ruhuna uygun düşmeyen borçlanması, IMF ile iyi gitmeyen ilişkiler ve hükümetin krizin teğet geçmediği itirafı anlamına gelecek olan ek bütçe talebi sıkıntısı bir araya gelince kırk katır mı kırk satır mı sorusu yanıtsız kalıyor.

ICE SHEET MELT THREAT REASSESSED

Ice sheet melt threat reassessed
By Mark Kinver
Science and environment reporter, BBC News



A 3.3m sea level rise will still have a devastating impact on coastal areas
The collapse of a major polar ice sheet will not raise global sea levels as much as previous projections suggest, a team of scientists has calculated.

Writing in Science, the researchers said that the demise of the West Antarctic Ice Sheet (WAIS) would result in a sea level rise of 3.3m (10 ft).

Previous estimates had forecast a rise in the region of five to six metres.

However, they added, the rise would still pose a serious threat to major coastal cities, such as New York.

"Sea level rise is considered to be the one of the most serious consequence of climate change," lead author Jonathan Bamber told the Science podcast.

"A sea level rise of just 1.5m would displace 17 million people in Bangladesh alone," he added.

"So it is of the utmost importance to understand the potential threats to coastlines and people living in coastal areas."

Threat reassessed

Professor Bamber, from the University of Bristol's Glaciology Centre, said that the WAIS posed "potentially one of the most serious threats".




The ebb and flow of sea level rise
The world has three ice sheets, Greenland, East Antarctica and West Antarctica, but it is the latter that is considered most vulnerable to climatic shifts.

"It has been hypothesised for more than 30 years now that the WAIS is inherently unstable," he explained.

"This instability means that the ice sheet could potentially rapidly collapse or rapidly put a lot of ice into the oceans."

When the idea first emerged in the late 1970s, it was estimated that global sea level would rise by five metres if the WAIS collapsed.

Current projections suggest that a complete collapse of WAIS would result in an increase of up to six metres.

But Professor Bamber said that no-one had revisited the calculation, despite new data sets becoming available, and scientists developing a better understanding of the dynamics in the vast ice sheets.

The original estimates were based on "very basic ice thickness data", he explained.

"Ice thickness data gives you information about the depth of the bedrock underneath the ice sheet.

"Over the past 30 years, we have acquired much more ice thickness data over the whole of Antarctica, particularly over West Antarctica.

"We also have much better surface topography. Those two data sets are critical in determining two things."

The first was knowing the volume of ice that could contribute to sea level rise, and the second was a better understanding of the proportion of WAIS that was potentially susceptible to this instability.

Instead of assuming that the entire WAIS would collapse, causing sea level to rise by up to six metres, Professor Bamber and colleagues used models based on glaciological theory to simulate how the 2.2 million-cubic-km ice sheet would respond.

"Our reassessment of West Antarctica's contribution to sea level rise if the ice sheet was to collapse is about 3.3 metres," he said.

"That is about half of the value that has been quoted up until now."




The team's study also calculated what regions were likely to experience the biggest increases in sea level.

"Sea level rise is not uniform across the world's oceans, partly as a result of disruptions to the Earth's gravity field," explained Professor Bamber.

"It turns out that the maximum increase in sea level rise is centred at a latitude of about 40 degrees along the Atlantic and Pacific seaboards of North America."

This would include cities such as San Francisco and New York.

These areas could expect increases of one-and-a-quarter times the global average, the team estimated.

In other words, if the global average was one metre, then places like New York could expect to see a rise of 1.25m.

Responding to Professor Bamber's paper in Science, British Antarctic Survey science leader Dr David Vaughan described the findings as "quite sound".

"But for me, the most crucial question is not solely about the total amount of ice in West Antarctica, because that might take several centuries to be lost to the ocean," he told BBC News.

"The crucial question is how much ice could be lost in 100-200 years; that's the sea level rise we have to understand and plan for.

"Even with this new assessment the loss of a fraction of WAIS over those timescales would have serious consequences and costs that we've only really just begun to understand." -BBC